‘Fernando Alonso’nun IndyCar aracıyla gerçekleştirdiği ilk testi 2 milyondan fazla kişi izledi.’
Başlık fazlaca dikkatimi çekince haberi okumaya devam ettim; ‘Alonso’nun ilk IndyCar testi Youtube ile Facebook hesaplarında toplam 2 milyon 149 bin kez izlendi. Bu rakamın 950 bini IndyCar’ın resmi Facebook sayfasından, geriye kalan 1.2 milyon ise Youtube üzerinden izlendi.’
Elbette ki Formula 1’de şampiyonluk yaşamış ‘idol’ pilot bir yana F1 aracının kokpitine oturmuş sürücüye dahi sahip değiliz. Ancak Facebook ve Youtbe yarışında rakiplerimizi geride bırakmamız çok da zor olmaz! Haberin bizle bağıntısı test sürüşünün izlenme sayısı sadece, tabii ki. Fernando Alonso enleminde sürücümüz yok, IndyCar ya da benzeşi organizasyonumuz yok, pistimiz var ama yok!
Sahip olduğumuz salt çektikleri fotoğrafları ve videoları paylaşmaktan keyif alanlar. Ancak onlar da eğlence mekanlarından canlı yayın yapmayı yeğliyorlar, gittikleri yarışlardan değil. Sonrasında da ‘yarışları izleyen yok ki’ serzenişinde bulunuyorlar.
Önce vermelisin, ki sonra alabilesin… Bir ‘kahraman’a, kentlerin çok da dışında olmayan otokros pistlerine, Phillip Morris düzleminde sponsorlara gereksinimimiz olduğunu herkes biliyor, lakin çoğunluk bunun için çaba harcamaya gerek duymuyor. Otomobil sporlarının marka değerini arttırması sosyal medyayı kusursuz kullanan gençlerin elinde…
Otomobil sporlarının geleceği için kendi fotoğraf ve videolarımız yerine ilgi çekecek yarış, yarışçı karelerini paylaşmak ilk adım olmalı…
